Mehmet Arif DEMİRER
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ilk parti Demokrat
Parti değildir. İlk parti, Nuri Demirağ’ın 24.7.1945 tarihinde kurduğu Milli
Kalkınma Partisi idi. Destek görmedi. DP, altı ay sonra, 7 .1.1946’da
Bayar – Menderes – Koraltan ve 1957 yılında istifa, 27 Mayıs’tan sonra iftira
eden Fuat Köprülü tarafından kurulmuş ve gerek köylerde gerekse kentlerde büyük
destek bularak 14 Mayıs 1950 günü, ilk kez ‘Gizli Oy – Açık Sayım’ yöntemi ile
yapılan genel seçimlerde CHP’nin getirdiği çoğunluk sistemine dayalı seçim
kanununa göre CHP’nin 69 milletvekiline karşı 415 milletvekili ile tek başına
iktidara gelmişti.
***
7 Ocak 1960 tarihli ZAFER Gazetesi’nin manşeti: ‘15'inci
Yıl’ idi. Parti on beşinci yaşına girmiş ama tamamlayamadan, parti üyesi bir
avukatın açtığı dava sonunda, 29 Eylül 1960 tarihinde mahkeme kararı ile fesih
edilmişti. 7 Ocak ile 29 Eylül 1960 arasında Türkiye ilk kez askeri bir darbe
ile tanışmıştı: 27 Mayıs1960, Darbelerin Dedesi!
2014 yılının ilk beş gününde internette deli danalar gibi
dolaşan bir DP Kronolojisi’ni en az on değişik kişinin gönderdiği epostaların
ekinde aldım. Berker Ertuna adında (var olup olmadığını öğrenemediğim) bir
kişinin imzasını taşıyor. Dağıtımı ise İşçi Partisi üyesi Ali
Serdar Bolat adında bir kişi yapıyor. Kendisine bir öneride bulundum:
“Gel; sağa sola gönderdiğin şu % 95 oranında yanlış-çarpıtılmış kronolojideki
hataları, düzeltelim ki, genç kuşaklar Merkez Sağın çınar ağacı olan Demokrat
Parti gerçeğini doğru dürüst öğrensinler.” Cevap vermedi. DP karşıtı DP
Kronolojisinin dağıtımı ise son sürat devam ediyor, internet sayesinde. Çamur atmak
bedava, Türkiye’de. Temizlemek ise adeta imkansız.
TC siyasi tarihinde en yüksek oyu (1954’de % 58.4) alan, on
yıl iktidarda kalan ve AKP’nin Gezi olaylarından beri içinde bulunduğu duruma
28 Nisan 1960 tarihinde Orhan Birgit ve Suphi Baykam gibi CHP kurmaylarının
başlattıkları (yayımlanan söyleşilerde açıkça itiraf ettiler) öğrenci olayları
ile sürüklenerek kararı bir yıldan daha uzun bir süre önce verilen askeri darbe
ile devrilen DP, halkın desteğini 2000’li yıllara kadar hiç kaybetmedi. Bu
nedenle daha Yassıada yargılamaları devam ederken kurulan Adalet Partisi ile 12
Eylül’den sonra kurulan ANAP ve DYP gibi üç DP mirasçısı parti, hep ya tek
başına ya da koalisyon ortağı olarak iktidar oldular, Türk Milleti’nin
hizmetinde çalıştılar.
Yeni yüzyılda Merkez Sağ’ın bu çınar ağacı kurudu. 12 Eylül
Darbesi ile gelen bölünme (ANAP ve DYP olarak), Özal ve Demirel’in partilerini
bırakarak peş peşe Çankaya’ya çıkmaları, onlardan sonra her iki partinin de
başına geçen yeteneksiz genel başkanların “Küçük olsun benim olsun”
yaklaşımları ve yanlış ortaklarla kurulan koalisyonlar, 2002 seçimlerinde çok
şeyler vaat eden on bir yıl sonra içinin siyaseten boş ve loş olduğu açıkça
ortaya çıkan AKP’yi tek başına iktidara getirdi. Bu, DP geleneğinin sonunun
başlangıcı oldu. Cenaze ise 2011 seçimlerinden sonra kaldırıldı. Merkez Sağ
ortadan kayboldu.
2014 yılında Türk Milleti Merkez Sağı ‘Acil Kan Aranıyor’
anonsu ile arıyor. On bir yıl süre ile devleti yönettiğini hayal eden AKP Genel
Başkanı “Operasyonun olumlu bir yönü varsa, o da devlete sızmış,
paralel devlet olma heveslisi bir örgütün, neler yapabileceğinin millet
tarafından açıkça görülmesi oldu” diyor. Daha birkaç hafta önce bu örgüt
hakkında “Ne istedilerse vermedik mi?” diye soruyordu. Demek ki sızma son
birkaç haftada oluvermiş?
Yassıada’daki yüzkarası 6/7 Eylül Olayları Davası’nın
Anayasa Mahkemesi’nde yeniden yargılanmasını 1996 yılında Anayasa Mahkemesi’ne
verdiğimiz bir dilekçe ile sağlamıştım. Yeniden yargılama kararını Yargı vermişti.
Bugün her konuda olduğu gibi bu karar için de AKP Genel Başkanı’na gidiliyor,
kararı ve uygulama talimatını o veriyor. Kime? Yargı’ya !
AKP yerel seçimlerde; İstanbul, Ankara ve İzmir’i kaybederek
halkın demokratik darbesi ile yıkılırsa, Merkez Sağ’da yeni bir DP
(Genel Başkanı basında bir tek Yeni Asya’da yer alan DP değil) oluşumu beklenebilir. 7
Ocak 1946 gününü buruk duygularla hatırlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder