27 Eylül 2016 Salı

İMAM HATİP MEZUNLARI İLE İLK KEZ İSTİHKAM OKULUNDA TANIŞMIŞTIM

İMAM HATİP MEZUNLARI İLE İLK KEZ İSTİHKAM OKULUNDA TANIŞMIŞTIM
Mehmet Arif Demirer
1964 Yılı Ekim ayında yedi yıllık ayrılıktan sonra cebimde iki Cambridge mühendislik diploması, arkamda bir Afrika otostop seyahati (1960 yazında 12 700 km Cape Town – Kahire arasında) ve bir yıl süren başkanı olduğum bir tetkik gezisi (Cambridge Afro- Asian Expedition, 1961 – 1962, 44 500 km) olmak üzere yedek subaylığa yönelik temel eğitim almak üzere İstihkam Okuluna teslim olmuştum. Kırkar kişilik üç takım idik. Üçüncü takımda yedi İmam Hatip Mezunu arkadaş vardı. Birkaç gün geç gelmişler ve kendi aralında adeta dışa kapalı bir grup oluşturmuşlardı. Kendileri dışında bizlerle pek konuşmazlardı.
Çok farklı bir eğitim aldıkları ve çok farklı kişiler olduklarını anlamıştık. Altı ay boyunca hiçbiri ile bir arkadaşlık kuramadık. Hiçbir spor faaliyetine ve özellikle benim sorumlusu olduğum Moral Gecesi çalışmalarına katılmadıklarını çok iyi hatırlıyorum.
25 Eylül 2016 tarihli BİRGÜN gazetesinde manşet üstünden verilen bir haber vardı: “Halk İmam Hatiplere direniyor”
Gazetenin asıl manşeti ise şöyle: “Laikliği Kazanacağız” Polis bir takım olaylara karışan ve laiklik için bildiri dağıtan 20 Haziran Hareketi üyesini gözaltına almış.
15 Temmuz’da darbeci tanklara karşı birleşen halk yine ayrışıyor mu, diye endişelendim.
En yakın mesai arkadaşım İmam Hatip Okulu mezunu. O bana İslam hakkında çok şey öğretti ben de ona Demokrat Parti yanı sıra ATATÜRK’ü tanıttım ve ATATÜRK adını kullanmasını (yalnız Mustafa Kemal yerine) telkin ettim.
Şu sözlerini hiç unutmam: “Sizinle tanışmadan önce ATATÜRK’ü alkolik ve eşcinsel diye tanıtmışlardı bizlere.” İmam Hatip Okullarında verilen eğitimin sonucu mu acaba?
İmam Hatip Okullarını Demokrat Parti Hükümetleri kurdu. 1951 – 1959 yılları arasında 19 okul açılmıştı. İlk mezunlarını İstihkam Okulunda görmüştüm, uzaktan ! Kendi dünyalarında yaşayan kesinlikle saldırgan olmayan kişilerdi. 2016 yılında halk İmam Hatiplilere direniyorsa bunun nedeni, mezunlarının toplumda ayrışım (ikilik) oluşturuyor olmaları.
Laikliğe gelince… Gazetenin manşetindeki sözcüğü yadırgıyorum. Neden ve kimlerden kazanacağız laikliği?
Din ve devlet işlerinin ayrılması, devlet dahil hiçbir kuruluş ya da kişinin başkasının dini inançlarına karışmaması anlamına gelen laikliği 2016 yılında kazanmak zorunda olmamalıyız.
Laiklik günlük yaşamın doğal bir unsuru olmalı ve öyle kabul edilmeli. Dolayısı ile vatandaşlara dini bir takım uygulamalar dayatılmamalı, Said Nursi’nin 1922 yılında Ankara’ya geldiğinde milletvekillerinin hepsinin namaz kılmadığını gördüğü zaman yaptığı gibi. Nursi, “Namaz kılmayan haindir” diye tutturmuştu. Bu gibi çağdışı beyanları hoşgörü ile karşılamamalı, izin vermemeliyiz.
Son yıllarda Yurtta Sulh – Cihanda Sulh ilkesinden çok uzaklaştık. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Yurtta sulh olmadan Cihanda Sulha da soyunamayız.
İşte bütün bu nedenlerle bölünmemeye özen göstermeli, İmam Hatiplileri de laik ilkelere inanan vatandaşlarımıza da eşit uzaklıkta (ama olabildiğince yakın) durmalıyız.
Öyle bir coğrafyada, bizi sevmeyen o kadar çok sayıda komşuların (uzak komşular dahil) arasında yaşıyoruz ki, hiç bölünmeden devamlı bir milli final maçı heyecanı ile yaşamalıyız.
Bölünmüş bir Türkiye’yi yaşatmazlar, daha da fazla bölerler, çünkü Sevres’i hiç unutamadılar. Bu gerçeği unutmak ya da küçümsemek lüksüne sahip değiliz.        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder