7 Mayıs 2018 Pazartesi

Günün Haberi "MEHMET ARİF DEMİRER" Devlet Bahçeli ile DENKTAŞ ADINA GÖRÜLECEK BİR HESABIM VARDI!, Sayın Devlet Bahçeli'ye AÇIK MEKTUP


DEVLET BAHÇELİ İLE RAUF DENKTAŞ ADINA GÖRÜLECEK BİR HESABIM VARDI!..
Denktaş Bey’e söz vermiştim, “Günün birinde bu hesabı görecek ve kapatacağım” diye. Bugün, o sözü yerine getiriyor ve borcumu ödüyorum.
Aşağıdaki 7 maddelik metin Denktaş Bey’in 16 Nisan 2004 sabahı bana ve rahmetli Kamil Raif Bey’e, “KKTC seçmenlerinin, 24 Nisan Referandumunda bir yanlışlık yaparak EVET demelerini önlemek için bir HAYIR kampanyası başlatacağım. Şu metni AKP dışındaki siyasi parti genel başkanlarına imzalatıp en geç Salı gününe kadar gönderin.” 16 Nisan Cuma idi.
Devlet Bahçeli Beyin İMZALAMADIĞI, Denktaş Bey’in HAYIR Kampanyası Metni:
1 – Annan Planı’nın bilinen yönleriyle, KKTC’yi temelden yok edeceği, Kıbrıs Türk Toplumunu ekonomik ve sosyal baskılar altında bırakacağı açıkça görülmektedir.
2 – Plan’ın pek çok yönü olduğu ve 24 Nisan tarihine kadar bütün bunların halka anlatılmasına olanak bulunmadığı da bir gerçektir.
3 – Plan bu hali ile uygulamaya konduğunda, masa başında anlaşamayan ve yıllardır ihtilaf halinde bulunan iki toplum, bir arada yaşamaya zorlanmış olacaktır. Bu ise gerek Ada gerek Bölge barışını büyük ölçüde tehlikeye sokacak bir durumdur.
4 – İçeriğini tam olarak bilmedikleri bir Plan’a ‘EVET’ demek için zorlanan, adeta dönüşü olmayan bir yola sokulan Kıbrıs Türk toplumuna büyük bir haksızlık yapıldığı kanaatindeyiz.
5 – Kıbrıs Türk halkının bu Plan’a ‘HAYIR’ demek hakkına da sahip olduğunu bu vesile ile beyan etmek isteriz.
6 – 24 Nisan Referandumundan ‘HAYIR’ çıkması halinde, bunca baskıya boyun eğmeyen bu değerli topluma bütün Dünya ister istemez saygı duyacaktır.
7 – Keza, Referandumdan ‘HAYIR’ çıkması halinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadar, Türk Milleti, KKTC’nin yücelmesi ve güvenliği için, her türlü maddi ve manevi desteği, artan bir şevkle vermeye devam edecektir.
Aşağıdaki paragraflar da Devlet Bey’in, 15 Temmuz 1999 günü Denktaş Bey’in TBMM’deki tarihi konuşmasından sonra söz alarak yaptığı uzunca konuşmadan alınmıştır:
“Türkiye, her şeye rağmen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin arkasında durmak zorundadır; çünkü, Türkiye’nin vereceği her taviz, Kıbrıs Türklerini 1974 öncesine götürecek yolun açılmasına zemin hazırlayacaktır.
“Diğer taraftan, Kıbrıs’ta atılacak her geri adım, Türkiye’ningüvenliğini tehlikeye düşüreceği gibi, bütün uluslararası ilişkilerinde zemin ve itibar kaybetmesine yol açacak, başta komşuları olmak üzere, Türkiye’den, diğer konularda tavizler beklenmesini beraberinde getirecektir…
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin bir gerçek olduğunun ve ebediyen var olacağının, bir çözümde esas teşkil etmesi gercekliğinin altını çizmek gerekir. Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan’ın değişmeyen politikası ortada dururken, çözüm adına bazı tavizlere yol açabilecek, özellikle de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığını esas almayan görüşmelere devam etmenin anlamı yoktur."
Hangi Bahçeli'ye inanalım? 15 Temmuz 1999'da hamasi nutuk atana mı, 24 Nisan Referandumundan EVET çıkmasını isteyen AKP Hükümeti'ne, bugün olduğu gibiher konuda kayıtsız şartsız teslim olarak KKTC'yi bile gözden çıkaran 2004 model Bahçeli'ye mi?
Denktaş Bey'in hazırladığı HAYIR kampanyası metnini tereddütsüz imzalayanlar (ıslak imzalı metin bende): Ecevit, Yazıcıoğlu, Kutan ve Perinçek. İmzalamayanlar: Baykal, Ağar, Bahçeli.



Mehmet Arif Demirer
Hedefi ‘Kemalist – demokrat TÜRKİYE’ olan Dergi 
Güncel Yazılar No 2 – 14 Temmuz 2015
Çökertme Caddesi No 67/191 – Yalıkavak – Bodrum
demirer@kemalizm1938.org 0252 385 4423 - faks 0252 385 5443 demirer@dp1946.org

SAYIN (MHP BAŞKANI) DEVLET BAHÇELİ’ye AÇIK MEKTUP
Size;
7/8 Haziran gecesi alelacele neden Ana Muhalefet görevini benimsediniz, diye sormayacağım.
CHP’ni adayını HDP desteklerse bizim oylarımız geçersiz olur, demişken kendi adayınızın HDP’nin desteği olmadan seçilebileceğini, seçilmesini talep ettiğinizi nasıl düşündünüz, diye de sormayacağım.
Sık sık değişen Kırmızı Çizgilerinizin son şeklinde ilk sırada yer alan ‘PKK’nın silah bırakması’ konusunu koalisyon şartı olarak kime yönlendirdiğinizi hiç sormayacağım, çünkü bu şart, olsa olsa, idam cezasını ömür boyuna dönüştürdüğünüz Öcalan’a dayatılabilir.
Sormam gereken şu soruyu da sormayacağım, ilk seçimde kendi seçmeniniz soracak ve gereğini yapacaktır: “Allah aşkına; 7 Haziran öncesi meydanlarda bağıra bağıra ülkeyi AKP’den kurtaracağınızı vaat ettiniz, toplu olarak % 59 oy verdik, neden iktidar olup AKP’nin tahribatını düzeltmeye başlamıyorsunuz?”
Size ne soracağım Sayın Devlet Bahçeli, merak ediyor musunuz?
Önce, 2004 yılına dönelim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ortadan kalkmasına yönelik 24 Nisan 2004 Referandumunda AKP Hükümeti tarafından dayatılan ‘EVET’ kampanyasına karşı Denktaş’ın ricası doğrultusunda hazırlatılan Bildirideki şu cümleleri dikkatle okuyalım.
“Annan Planı’nın bilinen yönleriyle, KKTC’yi temelden yok edeceği, Kıbrıs Türk toplumunu ekonomik ve sosyal baskılar altında bırakacağı açıkça görülmektedir.
“İçeriğini tam olarak bilmedikleri Annan Planına ‘Evet’ demek için zorlanan, adeta dönüşü olmayan bir yola sokulan Kıbrıs Türk toplumuna büyük bir haksızlık yapıldığı kanaatindeyiz.
“24 Nisan Referandumundan ‘HAYIR’ çıkması halinde bunca baskıya boyun eğmeyen bu değerli topluma bütün Dünya ister istemez saygı duyacaktır.
“Keza Referandumdan ‘HAYIR’ çıkması halinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadar, Türk Milleti, KKTC’nin yücelmesi ve güvenliği için, her türlü maddi ve manevi desteği, artan bir şevkle vermeye devam edecektir.”
Şimdi imza durumuna bakalım. Hiç tereddüt etmeden imzalayanlar: M. Yazıcıoğlu, B. Ecevit, R. Kutan ve D. Perinçek. Adının karşısında imza yeri boş duran: Devlet Bahçeli.
Sorumu soruyorum: Bu mudur MHP’nin Türk Milliyetçiliği anlayışı? Eğer bu ise, 23 Kasım 1961 günü 3 gün için gittiğim ancak, tanıyınca 30 gün kaldığım Hindistan’da ve daha sonra İngiltere’de, Almanya’da ve ikimiz de yurda döndükten sonra Türkiye’de sık sık görüştüğüm, mektuplaştığım (O’nun bana mektuplarını yayımladım) TÜRKEŞ ile ortak noktamız olan ‘Tüm Dünya Türkleri Bizimdir’ anlayışı (eskiden Turancılık, derlerdi) ile bu bildiriyi imzalamayan düşünceyle ve tutumla taban tabana zıt değil midir???
Sn. Mehmet Şandır’ın size getirdiği Bildiriyi neden imzalamadığınızı öğrenememiştik. On bir yıl sonra lütfeder açıklarsanız çok memnun olurum. Türkeş’in ve Denktaş’ın ruhları rahatlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder